6 Nisan 2011 Çarşamba

Öğrenen Özellikleri Üzerine..

1)Bir sınıfta en az yirmi öğrencinin olduğu  ve bu öğrencilerin her birinin birbirinden  farklı olduğu düşünüldüğünde,  öğrenen özelliklerinin tasarım   sürecinde ne kadar etkili olabileceğini tartışınız.
    İnsanlar değişik açılardan birbirlerinden farklılık gösterirler. Öğretim tasarımcısı, öğrenenlerin yetenekleri, ihtiyaçları ve ilgileri konusunda bilgi toplamalıdır. Bu bilgiler, konuların seçilmesi, kazanımların belirlenmesini, konuların nasıl ele alınacağı, öğrenme etkinliklerinin biçimi gibi planlamanın bazı unsurlarını etkilemektedir.
2)Bir insanın ne kadar karmaşık bir bütün oluşturduğu düşünüldüğünde tasarım için öğrenenin hangi özelliğinin ne boyutta dikkate alınacağı nasıl belirlenebilir?
1.    Bilişsel özellikler
2.    Fiziksel özellikler
3.    Duyuşsal özellikler
4.    Sosyal özelliklerini belirlemek için
Genel özellikler
·         Genel yetenekler
·         Özel yetenekler
·         Gelişim dönemi (örn. Piaget’in bilişsel gelişim dönemleri)
·         Dilsel gelişim dönemi
·         Okuma seviyesi
·         Görsel okuryazarlık düzeyi (grafiklerden bilgi çıkarabilme becerisi)
·         Bilişsel işleme biçimi (seçilen ve en etkili)
·         Bilişsel ve öğrenme stratejileri
·         Genel dünya bilgisi
Daha önceki öğrenmeler dikkate alınmalıdır.



3)Bir insanın sosyal, bilişsel, fiziksel, kişisel vb. birçok yapıdan oluştuğu dikkate alındığında öğrenen özelliklerini tasarıma yansıtmak isteyen bir öğretim tasarımcısının bu yapılarla ve yapılardaki farklı boyutlarla ilgili birikimi ne düzeyde olmalıdır? Bunun için yapılması gerekenler nelerdir?
Öğrencinin
        İlgilerini
        Motivasyonunu
        Öğrenmeye karşı motivasyonunu
        Konu alanına karşı tutumlarını
        Öğrenmeye karşı tutumlarını
        Arabuluculukla ilgili algı ve deneyimlerini
        Akademik öz-benlik gelişimini
        Kaygı düzeyini
        İnançlarını
        Başarı özellikleri (örn. Kontrol odağı) ni göz önünde bulundurmalıdır.

4) Tasarım sürecinde öğrenen özellikleri ile ilgili bilgi toplamak ve analiz ederek sonuçlara ulaşmak yeterli midir? Neden?
  Sadece tasarımı sürecinde öğrenen özellikleri ile ilgili bilgi toplamak ve analiz ederek sonuçlara ulaşmak yeterli değildir..tam anlamıyla sonuca ulaşılmak isteniyorsa;
        Hedef kitleye ders veren eğiticiler ile görüşmeler yapmak
        Hedef kitleyi gözlemleyip, görüşmeler yapmak
        Öğrenenlerin ilgilerini ve geçmiş yaşantılarını sorgulayan anketler uygulamak
        Öğrenenlerin bilişsel strateji, bilgiyi işleme stili ve tercih ettikleri öğrenme ortamı sorgulayan değerlendirme araçlarından yararlanmak.
        İş tanımları ve kurumların kişisel profillerini analiz etmek.
        Farklı yaş gruplarının ilgi, sosyal gelişim, fiziksel özellik vb. gelişim düzeyleri ile ilgili bilgi veren makale ya da yazılar okumak.
        Farklı etnik, sosyo-ekonomik yapıdaki bireylerin ilgi ve motivasyon düzeylerini tartışan yazılar okumak.
Gerekir..

15 Mart 2011 Salı

ÖĞRETİM TASARIMI SÜRECİNİN ALTINDA YATAN SAYILTILAR NELERDİR?

Sayıltı 1: Öğretim tasarım süreci hem sistematik bir yaklaşımı hem de plan üzerindeki ayrıntılarla uğraşmayı gerektirir.
Sayıltı 2: Öğretim tasarım süreci belli bir ders geliştirme düzeyinde başlar.
Sayıltı 3: Öğretim tasarımı öğretim tasarımcıları ve planlamacılar tarafından geliştirilir.
Sayıltı 4: Planlama yapılırken, tüm öğrenenler için doyum sağlayıcı ortamların ve başarının sağlanması gerekir.
Sayıltı 5: Öğretim Tasarımı kapsamdan çok bireye odaklaşır.
Sayıltı 6: Öğretim Tasarımında en iyi olan tek yol yoktur

ÖĞRETİM TASARIMI MODELLERİNİN AMACI

Bir öğretim tasarımı modeli insanlara nasıl öğrenmeleri gerektiği hakkında görüş sunan temsilcidir. Aynı zamanda öğretim tasarımcısının öğretimi nasıl düzenleyeceği hakkında da rehberlik yapar. Modeller, bir sistemin veya sürecin görsel olarak canlandırmamıza yardımcı olur. Değişik durumlar için tasarlanmış pek çok öğretim tasarım modelleri vardır. Bunları ana başlıklar altında sınıflandırmak mümkündür. Bu sınıflandırma ile öğretim tasarımı modellerinin, her bir modelin özelliklerini ve nerelerde kullanılabileceğini anlamada bize yardımcı olabilir. Her bir modelin yerleşebileceği üç kategori içeren bir şema hazırlamıştır. Her bir model yaratıcısının bu modelin nerelerde kullanılabileceği ile ilgili varsayımları göz önüne alınarak bu şemaya yerleştirilebilir. Bu sınıflandırma her bir modelin en iyi nerelerde uygulanabilirliği olduğunu gösteren üç kategori içermektedir. Birincisi Sınıf yönlendirici öğretim tasarım modelleri olup, görevi sınıf ortamında öğretim olan öğretmenlere yönelik modelleridir. Bir sınıf modeli öğretim için gerekli olan belirli fonksiyonları sıralar ve öğretici için kılavuz görevi görür. İkincisi, Ürün Yönlendirici öğretim tasarım modelleri olup, üretilecek ürünün üretimin saatler hatta günler süren uzun zamanlar alacağını varsayar. Bu modellerde genel olarak teknik açıdan çok gelişmiş ürünlerin üretileceği varsayılır. Kullanıcıların üreticilerle hiç ilişkisi olmayabilir. Üçüncü ve son olarak Sistem Yönlendirici öğretim tasarımı modelleri olup, bütün bir ders veya bütün bir program gibi çok geniş çaplı bir eğitimin yapılacağını varsayar ve bu eğitimi geliştirecek yüksek deneyimli uzmanlar için gerekli kaynakların kullanılabilir olmasını sağlar. Öğretimde yüksek teknolojinin kullanılacağı, prova ve revizyon kadar ön analizin de önemli olduğunu varsayar. Yayılma çok geniştir ve genellikle geliştiricileri içermez

8 Mart 2011 Salı

Öğretim Tasarımı Temel İlkeleri

   Eğitim, sadece belirli davranışların kazandırıldığı bir yapı değil aynı zamanda öğretim yaşantılarının sınırlandırıldığı, organize edildiği ve aralarında bulunan somut ilişkilerin belirlenerek belli bir plan dahilinde uygulandığı bir sistemler bütünüdür.
Tasarım ise, belli bir konuda yapılması gereken faaliyetleri belli bir plan çerçevesinde uygulamaktır. Diğer bir ifade ile tasarım kısaca, yeni bir ortam için bilgilerin planlanması, organize edilmesi ve etkili olarak uygulanması faaliyetleridir. Tasarımın genel amacı, var olan sistemi ya da yapıyı günün ya da çevrenin şartlarına göre değiştirmektir. Bu amaç var olan bilgilerin sentezlenmesi ve faaliyetlerinin organize edilmesi olarak algılanabilir. Tasarım faaliyetleri ile değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimler oluşturulurken dikkat edilmesi gereken nokta, bir bütün içinde etkili olarak çalışan unsurların değiştirilmeden uygulanmasıdır. Bu faaliyetlerin adı eğitim içinde "öğretim tasarımı" (instructional design) olarak bilinmektedir.
Öğrenmeyi sağlamak için öğretim materyallerinin ve öğretim sisteminin yönlendirilmesi olarak tanımlanabilir (Rowland, 1994).
    Bir süreç olarak öğretim tasarımı, “belirli bir hedef kitlenin eğitim gereksinimlerinin saptanması ve bu gereksinimleri giderebilmek amacıyla işlevsel öğrenme sistemlerinin geliştirilmesidir.” Başka deyişle, öğretim tasarımının amacı, öğrenmeyi destekleyecek koşulları içeren etkili bir sistem ortaya koymaktır.
Eğitimde ürünler çok geç alındığı için de en ufak bir hata büyük maddi ve manevi kayıplara neden olmaktadır. Buna paralel olarak, eğitimde yapılan bir hatanın düzeltilmesi için yıllar gerekmektedir. Bunun için eğitimcilerin, eğitim-öğretim faaliyetlerinde çok dikkatli ve titiz davranmaları gerekmektedir.
Yaşam boyu devam eden genel eğitim süreci içinde farklı konum ve düzeylerdeki insanların öğrenme gereksinimlerini karşılamak üzere öğretim tasarımı yapıldığında, doğal olarak gereksinimlerin niteliği ve hedef kitlenin özelliklerinden kaynaklanan bazı farklılıklar olacaktır. Nitekim, son yıllarda, öğretim tasarımı çalışmalarını etkileyen değişkenlerin sayısı alabildiğine arttığı için, bunların bir yansıması olarak, tasarım sürecinde karmaşık uygulamaya başlanmıştır. Öğretim tasarımı çalışmalarında yararlanılan birçok model olmakla birlikte, bunların çoğu, öğretim tasarımının temel işlev ve aşamaları konusunda birleşmektedir. Öğretim tasarımı beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar
  • Analiz
  • Tasarım
  • Geliştirme
  • Uygulama
  • Değerlendirme











Genel tasarım modeli şekli
  1. Analiz Basamağı:
Bu aşamada eğitimle ilgili olabileceği düşünülen sorunların, bu sorunlardan etkilenen hedef kitlenin ve sorunların ortaya çıkardığı koşulların çözümlemesi yapılır. Genel olarak hedef-davranışlar, öğrencinin özellikleri, çevre şartları ve var olan fırsatlar belirlendikten sonra değerlendirme çalışmaları yapılır.
Buradaki işlemlerin sağlıklı ve kapsamlı biçimde tamamlanması, ileride alınacak kararlar üzerindeki doğurguları açısından son derece önemlidir. Eğer çözümleme aşamasında eksik, hatalı, ilgisiz yada yanlı bilgiler toplanırsa, eğitsel iletişim süreci başladıktan sonra aksamalar olacaktır ve çoğu zaman bunun dönüşü yoktur.
Bu basamakta, oluşturulan birçok analiz çeşidi sayesinde hedef kitlenin tanınması kolaylaşacaktır. Bununla birlikte probleme etki eden etmenlerin (kaynağın, dış çevrenin gibi) ortadan kaldırılması çözümlenebilir hale bürünecektir. Uygulanabilecek altı tür analiz bulunmaktadır. Bunlar;
  • İçerik analizi: Eğitim programlarının dayandığı temel öğe ve felsefenin öngördüğü kavramlar, olgular, ilkeler, yaklaşımlar, değerler, ölçütler, kuramlar ve genellemeler gibi bilgi birikimlerinin sistemli birleşiminden sağlanan oluşumlardır. İçerik analizinin oluşu sırasında özellikle hedef kitle özellikleri göz önünde bulunarak, konu alan uzmanlarından yararlanılmalıdır.
  • İhtiyaç analizi: Var olan durum ile olması gereken durum arasındaki farklılıkları belirlemek için bilgi toplama ve toplanan bilgiler ışığında problemi analiz ederek çözüm önerileri geliştirme sürecidir.
  • İş-görev analizi: İş analizi için öğretilebilecek temel öğretim elemanlarına ayrıştırılmasıdır. Temel öğretim elemanları bilişsel, devinsel ve duyuşsal davranışlardan oluşur. Görev, hedefe varmak için gerekli olan bir seri çalışma ve davranışlardır. Görev analizi bu özelliği ile daha çok gözlemlenebilir adımlar üzerinden yapılır
  • Performans analizi: Gözlenen performans problemini ve çalışma ortamı içerisindeki etkisini belirtilmelidir. Bu durumdan genel olarak misyonun nasıl etkilendiğini belirtilmelidir. Bu iki faktör arasındaki boşluklar sorgulanmalıdır. Bu analizin temelinde iyi bir ihtiyaç analizi ve hedef kitle analizi yatmaktadır.
  • Swot analizi: SWOT analizi incelenen kuruluşun, tekniğin, sürecin veya durumun güçlü ve zayıf (içsel yönleri) yönlerini belirlemekte ve dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditleri saptamakta kullanılan bir tekniktir.
  • Medya analizi: Bu analiz basamağında ise, problemin çözülmesi adına verilecek eğitim-öğretim ortamının belirlenmesi, öğrenci kanalının (işitsel, görsel ya da dokunsal) belirlenmesi, sınırlılık ve kaynakların belirlenmesi ve kullanılacak medya türünün analiz edilmesi gerekmektedir.
  • Hedef kitle analizi: Hedef kitlenin doğru olarak tanımlanmış olması ileride alınacak kararlar için büyük bir önem taşımaktadır. Hedef kitle, bilişsel, kişilik, sosyal ve fiziksel özellikler adına çok iyi analiz edilmelidir.

    2. Tasarım Basamağı:

Eğitim-öğretim ortamında hedef ve davranışları gerçekleştirecek olan faaliyetler planlanır ve organize edilir. Eğitsel iletişim açısından yönlendirici bir işleve sahip olan öğretim amaçları yazılır, öngörülen sonuçlar doğrultusunda ölçme araçları geliştirilir, içerik düzenlemesi yapılır ve öğretme-öğrenme süreçlerinde kullanılacak stratejilere karar verilir. Tüm bunların uygulama başlamadan önce yapılmasında büyük yarar vardır. Çünkü bu kararlar, daha sonraki geliştirme çalışmalarına yada uygulamadaki eğitimci ve öğrenci etkinliklerine ışık tutacaktır.
Amaçları yazarken bilişsel, duyuşsal ve devinsel alanların özellikleri dikkate alınmalıdır. Bu alanlar arasındaki etkileşim ve geçişler de önemlidir. Amaçlara ulaşma düzeyini saptamada sıkça kullanılan ölçme araçları çoğu zaman başarı testleri, tutum ölçekleri ve denetim listelerinden oluşur. Öğretim tasarımı yapanlar, her ölçme aracının hangi koşullarda daha iyi sonuçlar vereceğini araştırmalıdır.


         3.Geliştirme Basamağı:
Analiz ve Tasarım aşamalarının çıktılarını kullanarak ders planı ve ders materyali oluşturulması. Tasarımlanmakta olan eğitim programının bir parçası olarak uygulama planları, eğitimci kılavuzları, öğrenci kitapları ve görsel-işitsel ortamlar üretilmektedir. Geliştirmede üzerinde durulan asıl nokta eğitim sırasında kullanılacak her türlü materyallerin (donanım ve yazılım) üretimi olmaktadır.
 Uygulama planları hazırlanırken modül yada üniteler temel alınır. Öğretim sırasında yönlendirici bir işlev taşıyan uygulama planında genellikle amaçlar, işlenecek konular, yöntemler, değerlendirme soruları ve kaynaklar belirtilir. Öyle ki, iyi hazırlanmış bir uygulama planı, öğretme-öğrenme süreçlerinde neyin, ne zaman, nasıl yürütüleceğini açık seçik göstermelidir.
Görsel-işitsel ortamlar, öğrenmenin kalıcılığı açısından büyük önem taşımaktadır. Öğretim sırasında ne kadar çok duyu organı uyarılabilirse, öğrenme o kadar etkili olmaktadır. Eğitim teknolojileri öğretim süresini kısaltmakta, soyut kavramları somutlaştırmakta, gerçekçi yaşantılar sağlamakta, ilgiyi canlı tutmakta ve daha çok öğrenme isteği yaratmaktadır.


    4.Uygulama Basamağı:
Öğretim tasarımının uygulama aşaması, eğitimin gerçekleştirilmesi anlamına gelmez; tersine, uygulama için önceden tasarımlanması gereken boyutları belirtir. Uygulamayla ilgi olarak özellikle zaman çizelgelerinin hazırlanması, eğitimin yapılacağı çevrenin düzenlenmesi, maliyete ilişkin hesaplamaların yapılması ve eğiticilerin eğitimi gibi işlemler tamamlanır. Kuşkusuz, her eğitim kurumunun sahip olduğu özel koşullarına bağlı olarak, uygulamada izleyeceği politikalar değişebilir. Ancak bunun sağlıklı ve eğitimi aksatmayacak bir temele oturabilmesi için, tasarımcılar tarafından bazı konular önceden kararlaştırılmaktadır.
Eğitimin yürütüleceği yer seçilirken yada çevre ayarlaması yapılırken öğrencilerin sağlık, ulaşım ve güvenliğinin yanı sıra, ergonomik açıdan öğrenmeyi kolaylaştıracak olumlu bir atmosfer oluşturulmalıdır. Ayrıca seçilen ortam, değişik öğretim yöntemlerinin öngördüğü bireysel yada kubaşık çalışma biçimlerine olanak sağlamalıdır.


      5.Değerlendirme Basamağı:
Öğretim tasarımı sürecinin son aşaması değerlendirmedir. Burada, başlangıçta saptanan eğitim gereksinimlerini gidermek üzere geliştirilmiş olan öğrenme sisteminin kendi özgül işlevini ne oranda yerine getirebileceği belirlenmeye çalışılmaktadır. Başka bir deyişle, geliştirilen sistem gerçek koşullarda uygulanmadan önce test edilmekte ve gelecekteki değerlendirme üzerinde durulmaktadır. Bunlar ara değerlendirme ve son değerlendirmedir.
 
Ara Değerlendirme: Sistemdeki olası hata ve eksiklerin araştırılarak gerekli düzeltmelerin yapılması işlemleridir. Bu amaca dönük olarak, akran incelemesi, bire-bir değerlendirme ve alan testi gibi işlemler yapılmaktadır. Öğretim tasarımcısının geliştirdiği ama henüz kesinleşmiş saymadığı ürün, meslektaşları tarafından incelenerek eleştiri ve öneriler getirilir(akran değerlendirme). Ürünü gerçek yaşamda kullanacak olan öğrenci kitlesini temsil edebilecek nitelikte küçük bir örneklem alınır ve bu insanlar ürünü bireysel biçimde sınayarak hataları bulmaya yada öneriler sunmaya başlar (Birebir değerlendirme)

  • Son Değerlendirme: Geliştirilen öğrenme sistemini müşteri gözüyle inceleyip kullanma yada yaygınlaştırma konusunda karar vermeyi amaçlamaktadır. Burada yanıt aranan soru şudur: Eğitim sorunlarının çözümü için geliştirilen programın uygulaması yaygınlaştırılırsa, bunun kısa ve uzun dönemdeki sonuçları neler olabilir?
        Değerlendirme aşamasında yapılan çalışmalar yalnızca ürün üzerinde yürütülen tartışmayla sınırlı değildir. Geliştirilen ürünün kullanılması yada öngörülen eğitimin yapılması durumunda ne tür bir etkinin ortaya çıkacağı da ele alınmalıdır. 
Aşamalar
İşlemler
Çıktılar
Analiz
Gereksinimleri saptama Hedef kitleyi inceleme Kurumsal çözümleme Eğitim önceliklerini belirleme
Veriler
Tasarımlama
Amaçları yazma Đçeriği seçme ve düzeltme Stratejileri geliştirme Ölçme araçlarını hazırlama
Kararlar
Geliştirme
Ders planlarını geliştirme Eğitici kılavuzunu hazırlama Görsel-işitsel gereçleri üretme
Ürünler
Uygulama
Zaman çizelgesi yapma Bütçeyi hazırlama Ortam düzenleme Eğiticileri eğitimden geçirme
Planlar
Değerlendirme
Ara değerlendirme yapma Hata ve eksiklikleri düzeltme Son değerlendirme yapma Gelecek kestirimlerde

27 Şubat 2011 Pazar

Skinner Programlı Öğrenme

Skinner in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılan programlı öğretim; temelde öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesi gibi iki önemli yöntem getirmektedir.Bu teknik ile Skinner tüm dünya ülkelerini etkileyen öğrenci artışı ile ve öğretmen yokluğu sorunlarının bir çözümü olarak sunulmuştur.Programlı öğretimle eğitim bir nevi robotlaşmıştır. Programlı öğretim öğrencinin öğrenme sürecine etkin katılmasını, bireysel öğrenme hızına göre ilerleme kaydetmesini ve öğrenme sonucunun anında kontrol edilmesini sağlayan bir öğretim tekniğidir.
Programlı öğretimde iki model vardır. Bunlar Doğrusal Model ve Dallara Ayrılan Modeldir.
Doğrusal Model:
Skinner ‘in öğrenmeye ilişkin şartlanma kuramının uygulamaya konmasında bir araçtır. Bu program modelinde öğrenciye kazandırılacak içerik ‘madde’ diye adlandırılan ‘küçük bilgi ünitelerine’ ayrılarak sunulmaktadır.
Maddede öğrenciye önce bilgi sunulmakta kontrol edilip doğru ise bir sonraki maddeye geçilmektedir.
Programlı basamağı oluşturan her madde genellikle dört öğeden oluşmaktadır. Bunlar;
‘Bilgi’ bilginin öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmek amacıyla konulmuş bulunan ‘ soru’ ve cevabın yazılacağı yer, cevap yazıldıktan sonra öğrencinin ne yapacağını bildiren ‘yönergedir.’
Öğrenci belirli bir düzenlemede ilerler.
Bireyin ön koşul bilgileri, ilgi ve ihtiyaçları dikkate alınmaz.
Dallara Ayrılan Model:
Kayıp verilmeksizin ve başarısız olunmadan verimin artırılabileceği üzerinde durmaktadır. Programın temel özelliği verilen cevaba göre değişik yönlere gidebilmesidir.
Yani; öğrenciye kazandırılacak içerik maddeler ‘bilgi’ bilginin öğrenilip öğrenilmediğine ilişkin ‘soru’ ve soruya ilişkin cevap seçeneği öğelerinden oluşmaktadır. Öğrenci önce maddede sunulan bilgilendirici metni okumakta daha kendisine sunulan bilgiye ilişkin ‘soru’ yöneltilmekte ve soruya verilen cevaba göre yönlendirme işlemi yapılmaktadır. Eğer soruya doğru yanıt verilmişse bir sonraki bilgiye, yanlış cevap verilmişse tekrardan bilgilendirici metine yönlendirilir. Öğretilecek bilgiler bu şekilde öğretilene kadar bu işlemler devam eder.
Öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları ile ön koşul bilgileri dikkate alınır.
Skinner in Pekiştirme İlkeleri:
1- DAVRANIŞSAL AMAÇLARIN BELİRLENMESİ:
Programlı öğretime ilişkin öğretim materyali geliştirirken ilk basamak programı başarıyla tamamlayan bir öğrenciden beklenilen davranışların farklı yorumlamaya yol açmayacak biçimde gözlenebilir davranışlar olarak belirlenmesidir.
2- KÜÇÜK ADIMLAR İLKESİ:
İlerlemenin dikkatli bir biçimde dereceli olması ve olanaklar ölçüsünde en çok sayıda pekiştirmenin verilmiş olması için konunun bilgi üniteleri halinde parçalara ayrılmasıdır.
3- ETKİN KATILIM İLKESİ:
Her bilgi ünitesi bir ilerleme aşaması oluşturmaktadır. Bu aşamada bir alıştırma ya da bir soru bulunmaktadır. Soru verilen bilginin kazanılıp kazanılmadığını yoklamaktan başka bilgiyi edinmede ve özümlemede bir araç olmaktadır. Böylece bir soru bir işlemi başlatmakta yani öğrenme olayını sağlamaktadır, öğrenme işi öğrencinin kendisi tarafından yapılmaktadır. Böylece öğrencinin etkin katılımı sağlanmaktadır.
4-ANINDA DÜZELTME İLKESİ:
Başarı ve doyuma sahip olunabilmesi için öğrenenin kendi eylemlerinin doğru olduğunu bilmesi gerekir. Bunun için öğrenci kendi yanıtını bir sonraki adıma geçmeden önce verilmesi gereken doğru yanıtla karşılaştırabilmek zorundadır. Böylelikle anında düzeltme yapılmış olur.
5-ÖĞRENMENİN İLERLEMESİ İLKESİ:
Öğrenme sırasındaki eylem giderek öğretilmek istenen konu üzerine yoğunlaşacaktır. Öğrenmede ilerleme aşamalı ve mantıksaldır. Bu koşulladır ki, öğrenme hızlandırılabilecektir. Yani giderek daha karmaşık davranışlar ortaya konulabilecek giderek güçlükleri derecesi artırılacak, ilerleme dereceli olacaktır.
6-BİREYSEL HIZ İLKESİ:
Öğrenci zamanı kendine uygun olarak ayarlamaktadır. Başarısızlık ya da sınıfta kalma söz konusu değildir. Böylece sınıf ortamında öğrenciler arasında düzey farklılığının yarattığı olumsuzluklar da ortadan kaldırılmak istenmektedir. Öğretimin bireyselleştirilmesi bu ilke sayesinde olanaklı olmaktadır.
7-İPUCU VERME:
Programlı öğretimde öğrencinin mümkün olduğunca doğru davranış içinde olması beklenir. Bunu sağlamak amacıyla öğrencinin daha önce kazandığı davranışlara dayalı ipucu verme teknikleri kullanılır. Ancak programın sonraki aşamalarında bu durum kaldırılır. Öğrencinin yardım almadan cevap verebilmesi beklenir.
8-PERFORMANSIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Programın öğrencinin ihtiyacına uygunluğu çoğunlukla ön test ile öğrenme düzeyini ortaya çıkarma ise son test ile belirlenmeye çalışılır.

PROGRAMLI ÖĞRETİMİN YARARLARI
Her öğrenciye kendi hızında ilerleme şansı verir.
Dikkat ve ilgiyi canlı tutar.
Öğrenme sonucunda anında dönüt sağlar.
Anlaşılmayan konuları istenildiği kadar tekrar şansı verir.
Okul içinde ve okul dışında kullanılabilir.
Uzaktan eğitim yoluyla da kullanılabilir.
Öğrenmede ekonomiklik sağlar.

PROGRAMLI ÖĞRETİMİN SINIRLILIKLARI
Sınıfta bireysel etkileşimi sınırlar.(öğrenci-öğretmen öğrenci-öğrenci)
Her alanda uygulanamamaktadır.
Materyalin hazırlanması profesyonellik ve uzmanlık gerektirir.
Öğretimi mekanik bir süreç haline getirir.
Değerlendirmenin önem kazanması gerekebilir.
Bilgi ve kavrama düzeyi hedef alanlarını kazandırma da kullanılır. Daha üst düzey hedef alanlarını kazandırmaz.

Gagne Öğretim Durumları

Robert Gagne en çok kendisine ait olan Öğretimin Dokuz Durumu ile tanınır. 1916 yılında Kuzey Andover, Massachusetts’te doğdu. 1937 de Yale Üniversitesinden A.B(Edebiyat Fakültesi) kazandı. 1940 da Brown Üniversitesi Psikoloji bölümünden Profesör Dr. unvanını aldıktan sonra Pensilvanya Devlet Üniversitesinin Connecticut Kız Kolejinde Öğretim Görelisi olarak çalıştı.

Onlarca yıl eğitim ve öğretim tasarımı alanlarına katkıda bulundu. Gagne öğrenme teorisi ile ilgili birçok kitap yazdı, bunların içinde en çok bilineni ise Öğretim Durumları kitabıdır. (http://coe.sdsu.edu/eet/articles/gagnesevents/index.html)

Gagne’nin öğrenmenin zihinsel durumlarını açıklayan kitabı “Öğretim Durumları” ilk olarak 1965’de yayımlandı. Bu kitap bilgiyi işleme modelinin, yetişkin bireylere çeşitli uyarıcılar sunulduğunda meydana gelen zihinsel olayları temel almıştır. Gagne, öğrenme durumları ile ilişki kuran ve tarif eden öğretim durumları diye adlandırdığı dokuz adımlık bir süreci ortaya çıkarmıştır.
(http://coe.sdsu.edu/eet/articles/gagnesevents/index.html)

Öğretim Durumları

1-Dikkati sağlama: Öğrencilerin dikkatini toplama; ilgi uyandırma; teşvik etme.
2-Öğrencilere hedefleri bildirme: Genel bir açıklama yapma öğrencilerin beklentilerini ve motivasyonunu arttırır ve değerlendirme için bir temel olur.
3-Ön bilgileri hatırlatma: Öğrencilere ön bilgilerini hatırlatma; daha önceki kavramların anlaşılmışlığı hakkında araştırma yapmak.
4-İçeriği sunma: İçeriği organize etme, sunma ve örneklerle açıklama, ideal olarak farklı öğrenme stillerine başvurarak birden fazla teknik kullanmak.
5-Öğrenmeye rehberlik etmeyi sağlama: Karşılaştırmaları, anımsama yöntemlerini, örneklemeleri, çalışma durumlarını, grafik örgütleyicileri, harita örgütleyicileri kullanarak öğrencilere destek olmak.
6- Davranışı ortaya çıkarma: Öğrencilere fırsatlar tanıyarak onların bu noktada bilgileri öğrendiğini ve yeni konuya hazır olduklarını ispatlamalarını sağlamak.
7-Dönüt sağlama: Öğrencilere doğru dönütler sunmak ya da kişisel testler vasıtasıyla dönüt sağlamak.
8-Performansı değerlendirme: Öğrencilerin konu ile ilgili bilgilerini değerlendirmek.
9-Kalıcılığı ve transferi sağlama: Bir sonraki konudaki bilgileri kazanılmış bilgilerin üzerine inşa etmek.

Bloom Taksonomi

Chicago Üniversitesi profesörü, Benjamin Bloom ünlü “Eğitsel Hedeflerin Taksonomisi“ çalışmasını 1956 yılında açıklamıştır.
Bloom’un saptadığı bilişsel alanın 6 aşaması geçtiğimiz kırk yıl boyunca öğretimde öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini geliştirmek ve teşvik etmek için kullanılmaktadır.
http://www.slideshare.net/mugeveziroglu/bloom-taksonomi-sunumu-presentation